yanyana
bana balık verme, balık tutmayı da öğretme; bir süreliğine yanyana oturarak denize bakamaz mıyız?*
evren
artık hiçbir paralel evrende yanımda olmadığını ve olmayacağını bilmenin hafifliği ve ağırlığı...
nankör
kimse birbirine seni anlıyorum ve çok haklısın gibi sözler etmesin; bir anlayış varsa eğer, biri bana nankörlüğü anlatsın...
haksız
birisini, ona söyleyecek bir şey bulamadığın için ararsın ve onu artık görmeyeceğini söylemek için beklersin; o birisi çıkamaz karşına işte...
kendin
kendi kelimelerinizle sevemediniz beni hanımlar, kendi kelimelerinizle kızamadınız bile; hiç kendiniz olamadığınızdandır belki de...
cesaret
tüm gülüşler, tüm gözyaşları aynı anda yanıyordu; kimse benim kadar cesaretli ve dürüst olamadı...
evcilik
Üzerimden trenler, kamyonlar, tırlar ve tüm araçlar geçiyor sana doğru yürürken bu evcilik oyununda.*
şikayet
şu hayatta ayağını, göz kapağını, saç dibini, kulak arkanı öpen biri varsa eğer, sakın yalnızlıktan şikayet etme.
fotoğraf
fotoğrafına bakmak, soluk almak gibi; yaşadığımı hissettiriyor bana, hem özlemle hem heyecanla...
henüz
yüzümüzde henüz çekilmiş bir fotoğrafın aydınlığı var; henüz birbirimize dokunmamış, henüz birbirimizi terketmemişiz. *
sohbet
yalnız kaldığımız anlarda, dünyayla sohbet ederken en çok kimi anlatıyorsak dünyaya, o kişiye aşığız demektir.*
dokunmak
bazıları dokununca acır, bazıları dokununca kanar ve biz hep böylelerini severiz; dokununca onaranlara aşık olunmaz, onlara kardeş denir.
altın
perdenin arasından düşen güneş, saç tellerini tek tek altına dönüştürürdü;
keşke yalnız bunun için sevseydim seni.~*
keşke yalnız bunun için sevseydim seni.~*
mb
bazılarına göre avuntu bazılarına göre kendini kandırmak; ama bizim gibiler kalbi kırıkken de gülebilirler.
gidiş
ben seni bekleyebilirim el sallayarak tüm gidişlerine, kalbimde biriktirerek tren seslerini; bilirim, kendini vurduğunda kırılacak pencerelerim.*
birhan
başlangıçta bir melek konduğunu, sonunda bir kelebek öldüğünü, yani kısacık sürdüğünü; tüm bunları sana nasıl anlatacağım?*
güvensizlik
ne zaman birini sevebileceğimi hissetsem bana "başkasını seviyorum" sözüyle geldiği için biri bana "seni seviyorum" dediğinde, "niye ki?" diyesim geliyor.
unutmak
unutmaya çalıştığımız kişiyi aslında hiç unutmak istemediğimiz için unutmaya çalıştığımız gerçeğiyle yüzleştiğimizde sadece sevimli bir gülümseme kalıyor yüzümüzde.
mevcudiyet
insanlar birbirlerini tanımanın ne kadar güç olduğunu bildikleri için bu zahmetli işe teşebbüs etmektense, körler gibi rastgele dolaşmayı ve ancak çarpıştıkça birbirlerinin mevcudiyetinden haberdar olmayı tercih ediyorlar.*
pompalamak
2008 yılında birileri "vatandaş, kendini korumak için pompalı tüfek kullanabilir" dedikten 6 gün sonra transeksüel Dilek İnce, Başından pompalı tüfek ile vurularak öldürüldü!
reaksiyon
sevdiğimiz zaman, aşk o kadar büyüktür ki bir bütün olarak içimize sığmaz; sevdiğimiz insana doğru yayılır, onda kendisini durduran, başlangıç noktasına geri dönmeye zorlayan bir yüzey bulur; işte o karşımızdakinin hisleri dediğimiz şey, kendi sevgimizin çarpıp geri dönüşüdür ve bizi gidişten daha fazla etkilemesinin, büyülemesinin sebebi ise kendimizden çıktığını fark etmeyişimizdir.*
yalnızlık
sevilen kişinin varlığının verdiği sevinci doya doya duymak için bile yalnız olmak gerekir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)