acı

acılar da yanılır.

ben

hani mause'u bir bağlantının üstüne getirdiğinizde işaret parmağı çıkan bir el olur ya, ben o işareti adının üstüne getirip sevdim seni bugün ve evet ben birini sevdiğimde çok naif severim, çok güzel severim...

mesafe

en uzak mesafe ne Afrika'dır, ne Çin, ne Hindistan,
ne seyyareler, ne de yıldızlar geceleri ışıldayan;
en uzak mesafe iki kafa arasındaki mesafedir
birbirini anlamayan...*

kir

içteki kiri gözyaşı temizler derler; bundandır hep ağlaman.

edip

ortada hep bir karanfil kalır.*

acı

Cihanda acı gibi çıplak olacaksın.*

masum

her ruh katili, uyurken masumdur; inadına...

hayat

koşulsuz gülümsedim bugün de hayata, iyi hiçbir şey olmamışsa da...

acı

sana büyük acılar vereceğim; çünkü büyük mutluluklar yaşamanı istiyorum...*

ten

bedenimi kaplayan bedenini soyuyorum, güneşte yanmış esmer teni soyar gibi.

yüzün

şimdi sen yüzünü düşürsen, kırçıllı tüyleri dökülür sokak kedisinin...

uzak

uzaklar hiç bu kadar yakından saldırmamıştı.*

naylon

sevemedim onları ben bi türlü...*

benzemek

o kadar benziyoruz ki, itiyoruz birbirimizi.

suret

özlediğin ve beklediğin o kişi/şey, bir başka surette senin olmaya hazır bulunacak; gönül gözünü aç!

boşuna

eğer susarsan, tüm o acıları ve sevinçleri boşuna yaşamış olursun.

arafta

kaldır kapağı bak, kimler can çekişiyor cennette.*

kırılgan

ben mahremimden bir cam çocuk yontmuştum sana.*

mevlana

sen, uzattığın elini tutmayan ele mi dargınsın, tutmayacak bir ele uzattığın için kendine mi kızgınsın?*

tesadüfler

tesadüflerdir seni bana getiren ve beni benden götüren.

sanmak

gözyaşlarımızı bitti mi sandın?*

çoğalmak

"kaybederek çoğalırsın" dedi bir arkadaş.

kavram

sevgili olma kavramı, görüsüz olduğunda aslında ne kadar da boş.

uyku

Uyku, uyandığımda bana baktığını görmekten daha güzel değil.

rüzgar

iki ayrı örümceğin ağları gibiyiz, bir rüzgar kavuştururken bir rüzgar ayırıyor bizi.

çığ

sen bir çığlık attın, ben senden koptum.