namus

Ahmet Yıldız, babası tarafından öldürüldü ve buna "namus cinayeti" dendi.

pompalamak

2008 yılında birileri "vatandaş, kendini korumak için pompalı tüfek kullanabilir" dedikten 6 gün sonra transeksüel Dilek İnce, Başından pompalı tüfek ile vurularak öldürüldü!

düşünmek

seni düşünmek için erken yattığım günler oluyor.

reaksiyon

sevdiğimiz zaman, aşk o kadar büyüktür ki bir bütün olarak içimize sığmaz; sevdiğimiz insana doğru yayılır, onda kendisini durduran, başlangıç noktasına geri dönmeye zorlayan bir yüzey bulur; işte o karşımızdakinin hisleri dediğimiz şey, kendi sevgimizin çarpıp geri dönüşüdür ve bizi gidişten daha fazla etkilemesinin, büyülemesinin sebebi ise kendimizden çıktığını fark etmeyişimizdir.*

vapur

hayatta kimse vapura koştuğu gibi koşmadı bana.*

sahte

bu sahte baharlarla nereye gidiyorsun?*

mut

beni içine al artık; seni mutsuz kılan duyguyu kırmak istiyorum.*
Seni mutsuz kılan duyguyu kırmak istiyorum
Beni içine al artık
Seni mutsuz kılan duyguyu kırmak istiyorum

zaman

sevdiklerinize zaman ayırın; yoksa, zaman sizi sevdiklerinizden ayırır.*

yalnızlık

yalnızlığı anla...

sayım

karanlıkta nüfus sayımı şöyle yapılır; yaşanlar bir sigara yakar.*

ihtimal

kim bilir, belki de aşık oldun, sevgilim.

hikaye

bizim tanrımızın bizim için yazdığı bir hikaye olmalı, sevgilim.

sebep

seni bu kadar yakınımda hissetmemin bir sebebi olmalı...

aldatmak

seni aşkla aldattım kadın, aşkla kandırdım!

insanlık

bizler insanız; yaşamaktan daha fazlasını isteriz.

hâlâ

hâlâ saklı bir yerde o görmediklerin, hiç bilmediklerin, içimdeki acılar...*

acı

acılar hayatın tadını kaçırabilir ama anlamını yok etmez.

yok

hiçbir şey yok.

cevapsız

rüyamda cevapsız aramalar görüyorum; uyandığımda moralim bozuluyor.*

korumak

keşke bir kez koruyabilseydin beni ya da bir kez olsaydı korumasaydın.

uyum

onlar alışmak diyor, ben beklemek.

güven

"tanımadıklarına güvenme" dediler; tanıdıklarımıza güvendik de ne oldu?

ben

incitme beni.

acı

tenin ellerimde şeytan tırnağı; gitse acıtıyor, kalsa acıtıyor.

ankara

bir şehre yağmur yağdı, ben ağladım.*

engel

ben sevmeyi beceremedim, belki de sevilmeyi; benim sev(il)meye engel evcil acılarım vardı.*

arzu

senin yanın, benim evim.

ruh

yırtılan ruh, dikiş tutmaz.*

daha

fazla büyütme kendini, en fazla sevebildiğim kadarsın; dahası yok.*

tutsak

Yaşamın gürültüleri suskunluklarını bulandırdı; buna gülüyorsun şimdi, çünkü boş kafanda yer alan yalnızca tutsaklık.*

dünya

İnsanca özlemler dünyaya uymuyorsa bozuk olan dünyadır, insanca özlemler değil.

mut

Mutun hiç kalmadıysa bana verecek, bak işte, acın var ya daha.*

yalnızlık

sevilen kişinin varlığının verdiği sevinci doya doya duymak için bile yalnız olmak gerekir.

kadın

bir kadın "aşka inanmıyorum" derken, aslında "hadi beni aşka inandır" diyordur.

sen

senin içine girdiğim zaman dışımda kalıyorsun; senin dışından sana bakınca içime sığmıyorsun.*

sevgi

her zaman için ne kadar sevdiğiniz, ne kadar sevildiğinizden daha önemli!*

şarkı

bir zamanlar ben de bu kadar çok sevildim; ama arkadan başka bir şarkı eşlik ediyordu bize.~*

yeniden

"kimseye ihanet etmeden sevebilmek" yaşanası en güzel duygu.

fotoğraf

bazı fotoğraflarına baktığımda, "bu fotoğraf çekildiğinde benimdin" diyorum o kadar; "dön" demiyorum.

parçalanmak

Bir makas gibi duruyorsun içimde, açık unutulmuş...~*

sevgi

herkesi ne çok seviyorum ve sevdikçe ne güzel seviliyorum ya rabbim!!!!

sarılmak

sol tarafımızda kalbimiz vardır da sağımız boştur ya hani; sarılırsın sevdiğine, o taraf da onun kalbiyle dolar işte...