okumak

okumaya başlamadan önce çiçeklere su vermek lazımdır.*

fotoğraf

ben çok eski bir fotoğrafta duruyorum; yüzüm o fotoğrafta bile eski bir fotoğrafa benziyor...*

nefes

kış odasında camda buğu şimdi nefesim; bozkırda erguvan rüzgardı eskiden...*

nefes

kış odasında camda buğu şimdi nefesim; bozkırda erguvan rüzgardı eskiden...*

cümle

ben hiç bir cümleye ağlayamam artık seni...*

yazı

mutlu olunca yazı yazılmaz ki...

utanç

bazen öyle güzel ölüyorsun ki isteyerek, tanrın utanıyor güçsüzlüğünden.*

kadın

kadınlar yattıklarıyla değil, unutamadıklarıyla uyanır.

hangi

hangi kan affeder bayım kalbinizdeki kini, hangi gök temize çeker elinizdeki kiri?*

külhece

tenim adını üşüyor...*

buruk

sana karşı içimde hala burukluk var; daha fazla sevişip daha büyük acılar çekmeliydik*

ömür

kusursuz aşkların yaşandığı tek mecra şarkılarken, ömrümüzü bir masada şarap şişeleriyle tüketerek rahatça ölebiliriz.*

el

ellerini diyorum, ellerini alsam, sabaha kadar sadece ellerini sevsem diyorum.

yüzün

yüzün, hafızamın en güçlü anısı*

dışarıda

kapı kimin yüzüne kapatılıyorsa o, dışarıda kalanın değildir.*

nm

yargıdır bir dize.*

evcilik

Üzerimden trenler, kamyonlar, tırlar ve tüm araçlar geçiyor sana doğru yürürken bu evcilik oyununda.*

yorulmak

bir kurtuluş varsa eğer, oturup benimle yorulmayı konuşsun.*

normal

yakından bakınca kimse normal değildir.*

öfke

Ben senin gözlerinde hüznü gören gözlerimle, koskocaman bir öfke büyütüyorum*

mum

Bir mum diğer mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez.*

rüya

rüyadaki duygular insanı ezer, geçer.*

düş

sadece uykunu paylaşmak istediğin insanlar vardır; sana düşlerini verirler karşılığında.*

şikayet

şu hayatta ayağını, göz kapağını, saç dibini, kulak arkanı öpen biri varsa eğer, sakın yalnızlıktan şikayet etme.

sevişmek

bayım, siz hiç böyle kırk bin dereden su içerek sevişmiş miydiniz?*

savaş

beni sevmen aramızdaki bu savaşı durdurmuyor.

öteki

şucuymuş, bucuymuş yalan sevgilim; her insan ötekine zaten öteki.*

zıtlık

ben ne zaman "henüz" gelmiş olsam, siz hep "az önce" gitmiş oluyordunuz.*

fotoğraf

ellerin var fotoğrafta sadece, ince uzun parmakların ve onlar gibi uzayan, giderek silinen, sonunda anımsayamadığım bakışların.*

keder

kederle gülüyorduk o anda, bir yıldız hızla kayıyordu; geçiyor bizden de...*

zıtlık

ben hep sizi bekledim, siz hiç gelmediniz.

fotoğraf

fotoğrafına bakmak, soluk almak gibi; yaşadığımı hissettiriyor bana, hem özlemle hem heyecanla...

umut

nefes alıyorsak, umut var demektir.*

öldürmek

seni her öldürdüğümde ben de ölüyorum.

henüz

yüzümüzde henüz çekilmiş bir fotoğrafın aydınlığı var; henüz birbirimize dokunmamış, henüz birbirimizi terketmemişiz. *

özlemek

bazen öyle özlenir ki; özlenen bilse yokluğundan utanır.*

yara

katlanan, insanın birbirine yapışan yaralarından bir yuva inşa etmektir aşk.

dalga

hani kuma yazı yazarsın da dalga siler ya; silmez merak etme, sadece başka kıyılara götürür.

yağmur

sen yoksun, boşuna yağıyor yağmur; birlikte ıslanmayacağız ki...

aşı

uzun tenefüste gri okul bahçesindeki siyah beyaz koşuşturmanın tam ortasındayım ve sen aşılı kolumsun.*

kir

bazı insanları lağıma atsan, lağım kirlenir.

benzemek

terkedilen insanlar gülünce birbirine benzerler.*

sohbet

yalnız kaldığımız anlarda, dünyayla sohbet ederken en çok kimi anlatıyorsak dünyaya, o kişiye aşığız demektir.*

huzur

yalnızken çok huzurluyum; beni buna alıştıranlar utansın!

dokunmak

bazıları dokununca acır, bazıları dokununca kanar ve biz hep böylelerini severiz; dokununca onaranlara aşık olunmaz, onlara kardeş denir.

kopmak

kopamadığın insanın yarımadası olurmuşsun.*

kan

kanayan yaralarına kan dursun diye başka bedenler basarsan, sadece mikrop kaparsın.*

beraber

canının yandığını bilmek canımı yaksa da, olsun yansın; şu dünyada beraber yaptığımız bir şeyler kalsın.*

dua

hayatınıza avuç içlerinizi öpen en az bir kişi girdiyse eğer, bu gece ona dua edin...

yol

yola çıkmalı; durup eşyayı dinlemekten iyidir yola çıkmak.*

bahçe

bugün bahçende beni sular mısın; ben kıpırtısız sen eylemde.

unutmak

hep görüp de unuttuğum yüzünü öldürüyorum her gece.

yolculuk

kendi yerini yerleşiklikte bulamayan kişi, onu yolculukta arar.*

aşk

Belki de aşk borçlu kalmaktır her şeye; dolunaydan sonra çocukların koltuk altlarındaki çizgili demirlere...*

yıldız

bir sürü kayan yıldız gör ama müziği daha iyi bir gece için parmaklarında tut.*

teyid

seni sana tarif et, ben oralarda teyid ediyor olurum.

öfke

her affediş öfkenin zaman aşımıdır.

çaresizlik

kimsesizlik, çaresizliğin sosyal statüsüdür.*

yakın

her yakınlık başka bir uzaklığa denk düşer; ölüme yakınsan hayata uzaksındır.*

ölü

sen ve ben ölmüştük biraz sonra...

çöl

çölde hayat, biraz daha hiçleştirir cehennemi.*

gökkuşağı

gökkuşağı gece çıkar.

btb

bir tutam baharatla gitti çarşı içinde bir gölge...*

vaat

tren peronlarında arkaya bakarız ve gördüğümüz sahne hep bir vaat olarak kalır.*

altın

perdenin arasından düşen güneş, saç tellerini tek tek altına dönüştürürdü;
keşke yalnız bunun için sevseydim seni.~*

biz

aşk ölmez biz ölürüz.*

aşk

yalnız aşk döndürür ölümden...

dilek

tişörtümden elini sok sırtıma dokun ve kasığımda uyu bu gece de...

büyü

her büyünün ardında bir korkunçluk var.

yakın

yakınmak sözcüğünde yakınlık gizlidir ve bundandır yakınlarımıza yakınmamız.

kesik

kağıt kesikleri incecik ve can acıtıcıdır.

aşk

annesinden dayak yediğinde, yine "anne" diye ağlayan bir çocuktur aşk.*

bakmak vol.2

sen bana bakma, ben senin baktığın yönde olurum.*

bakmak

ve yalnız bana bak; bakmak aşktır.*

sadakat

sadakatine en çok güvendiğimizi insanlara ihanet ederiz.*

sevinç

benim olmayan bir sevinç duyuyorum.*

leke

doğum lekesi gibisin içimde, hep varmış ve hep olacakmış gibi hissettiriyorsun.

ol

olmaz, inan bana olmaz; aşk böyle olmaz.*

isyan

gece en eski isyanımdır*

gece

ben iyi geceler demeden iyi geçen gecelerinde beni hatırla.

güzel

yüzüm ne güzel, yüzün ne güzel, ne güzeliz siz ve biz...

mb

bazılarına göre avuntu bazılarına göre kendini kandırmak; ama bizim gibiler kalbi kırıkken de gülebilirler.

hüzün

kanımda hüznü sevmek var, engel olamıyorum.

sus

a benim dilsiz dillerim.*

unutmak

unut ne yaptı sana, unut ne söyledi, unut ne varsa vazgeçtiğin...*

ölmek

bir kere öldüm ya senin ellerinde ben, daha da gitmem bu bedenden.

eksik

aşk mektupları her zaman eksik kalıyor.

gözlerin

kırılmış bilek gibi bakar gözlerin, sevgilim; benim.*

yalnızlık

bak çarşaflar buruş buruş, otur yalnızlığına ağla şimdi.*

gidiş

ben seni bekleyebilirim el sallayarak tüm gidişlerine, kalbimde biriktirerek tren seslerini; bilirim, kendini vurduğunda kırılacak pencerelerim.*

kirpik

aldım, sardım, sarıldım ona; dedim ki "artık hiç korkma"...*

birhan

başlangıçta bir melek konduğunu, sonunda bir kelebek öldüğünü, yani kısacık sürdüğünü; tüm bunları sana nasıl anlatacağım?*

tesadüf

öyle tesadüfler var ki seni bana getiren, vazgeçesim gelmiyor senden.

teslimiyet

kendimi tam olarak sana ait hissediyorum; bu teslimiyet neden?

komik

moralim sinirlendi.*

güvensizlik

ne zaman birini sevebileceğimi hissetsem bana "başkasını seviyorum" sözüyle geldiği için biri bana "seni seviyorum" dediğinde, "niye ki?" diyesim geliyor.

unutmak

unutmaya çalıştığımız kişiyi aslında hiç unutmak istemediğimiz için unutmaya çalıştığımız gerçeğiyle yüzleştiğimizde sadece sevimli bir gülümseme kalıyor yüzümüzde.

3

ben o gün yandım işte...*

sevişmek

zaman kalırsa sevişirdik, odanın duvarları da sevişirdi sırtlarımızı onlara dönünce.*

yalan vol.2

yalan ya da yalanlar yalnız yaşayamaz.*

yalan

hiçbir zaman tek başına bir yalan görmedim; mutlaka iki ve ikiden fazla oluyor yalanlar.*

sarılmak

izin ver sırtına sarılayım...*

kırmızı

gülüyor gibi yaptım, ölmüyor gibi yaptım, korkmuyordum kırmızı baktım; kalp sokakta vurulmaz sandım.*

umay

yazmak şarkı söylemekten daha farklı; çünkü şarkı söylemek affediyor her şeyi, yazmaksa öç alıyor.*

hercai

üzülüp yaşarırken siz, ben sararıp solsam.*

gerçek

çirkin kadın vardır, midesiz erkek çoktur; vodkanın suçu yoktur.

sevgi

macerası olmayan insanın sevgisinden ne olur ki; hep yaşanmamış bir hayatın hıncı!*

laf

lafı bile güzeldi.*

sadece

ben iyiyim, sadece uyuyamıyorum.

dakika

sinirli geçirilen her bir dakikada mutlu olunabilecek 60 saniye kaybedilir; aman ha!

erişmek

insanın ruhuna erişeceksen deliğinden değil, yarasından gireceksin.*

yaş

sen uzaklara bakarken gözünden damlayan yaş, yanağından süzülüp çenenden göğsüne damlardı; keşke yalnız bunun için sevseydim seni...~*

dinlen

dinlen bir nefes al koynumda, aşkın durulup yüreğin susunca giderim.*

mevcudiyet

insanlar birbirlerini tanımanın ne kadar güç olduğunu bildikleri için bu zahmetli işe teşebbüs etmektense, körler gibi rastgele dolaşmayı ve ancak çarpıştıkça birbirlerinin mevcudiyetinden haberdar olmayı tercih ediyorlar.*

teselli

başkalarının mutluluğu, artık mutlu olamayacakların tek tesellisidir.*

ense

gözlerine bakarken öptüm enseni; hissettin mi?

yaralı

öpüşünle yaralı bir kız çocuğuyum ben.*

aşk

sen oldukça, göremesem de sen içimde durdukça...

kalp

yanlışlıkla, acıyan parmağımı tuttuğunda ürkmüş bir kuş kalbi gibi çarptı kalbin;
keşke yalnız bunun için sevseydim seni.~*

nilgünmarmara

üzgün adım, marş ileri!*

dilemma

bir taşı ne kadar uzağa atmak istersen, o kadar sıkı kavrarsın.*

kırgın

...ve umulmadık kadar kırgınız kendimize.*

suçsuzluk

biz kırıldık, daha da kırılırız; kimse dokunamaz bizim suçsuzluğumuza.*

bozuk

İnsanca özlemler dünyaya uymuyorsa bozuk olan dünyadır, insanca özlemler değil.*

yaşanmamışlık

yaşanmamışları düşünür kuytularda ölürüm*

çelişki

aramızda bir şey var, adı yok; aramızda bir şey yok, adı var.

aruoba

Ne kadar oldu olmayalı?*

gerçek

nah unutursun!*

ironi

kötü çocuk, daima iyi yapar.*

namus

Ahmet Yıldız, babası tarafından öldürüldü ve buna "namus cinayeti" dendi.

pompalamak

2008 yılında birileri "vatandaş, kendini korumak için pompalı tüfek kullanabilir" dedikten 6 gün sonra transeksüel Dilek İnce, Başından pompalı tüfek ile vurularak öldürüldü!

düşünmek

seni düşünmek için erken yattığım günler oluyor.

reaksiyon

sevdiğimiz zaman, aşk o kadar büyüktür ki bir bütün olarak içimize sığmaz; sevdiğimiz insana doğru yayılır, onda kendisini durduran, başlangıç noktasına geri dönmeye zorlayan bir yüzey bulur; işte o karşımızdakinin hisleri dediğimiz şey, kendi sevgimizin çarpıp geri dönüşüdür ve bizi gidişten daha fazla etkilemesinin, büyülemesinin sebebi ise kendimizden çıktığını fark etmeyişimizdir.*

vapur

hayatta kimse vapura koştuğu gibi koşmadı bana.*

sahte

bu sahte baharlarla nereye gidiyorsun?*

mut

beni içine al artık; seni mutsuz kılan duyguyu kırmak istiyorum.*
Seni mutsuz kılan duyguyu kırmak istiyorum
Beni içine al artık
Seni mutsuz kılan duyguyu kırmak istiyorum

zaman

sevdiklerinize zaman ayırın; yoksa, zaman sizi sevdiklerinizden ayırır.*

yalnızlık

yalnızlığı anla...

sayım

karanlıkta nüfus sayımı şöyle yapılır; yaşanlar bir sigara yakar.*

ihtimal

kim bilir, belki de aşık oldun, sevgilim.

hikaye

bizim tanrımızın bizim için yazdığı bir hikaye olmalı, sevgilim.

sebep

seni bu kadar yakınımda hissetmemin bir sebebi olmalı...

aldatmak

seni aşkla aldattım kadın, aşkla kandırdım!

insanlık

bizler insanız; yaşamaktan daha fazlasını isteriz.

hâlâ

hâlâ saklı bir yerde o görmediklerin, hiç bilmediklerin, içimdeki acılar...*

acı

acılar hayatın tadını kaçırabilir ama anlamını yok etmez.

yok

hiçbir şey yok.

cevapsız

rüyamda cevapsız aramalar görüyorum; uyandığımda moralim bozuluyor.*

korumak

keşke bir kez koruyabilseydin beni ya da bir kez olsaydı korumasaydın.

uyum

onlar alışmak diyor, ben beklemek.

güven

"tanımadıklarına güvenme" dediler; tanıdıklarımıza güvendik de ne oldu?

ben

incitme beni.

acı

tenin ellerimde şeytan tırnağı; gitse acıtıyor, kalsa acıtıyor.

ankara

bir şehre yağmur yağdı, ben ağladım.*

engel

ben sevmeyi beceremedim, belki de sevilmeyi; benim sev(il)meye engel evcil acılarım vardı.*

arzu

senin yanın, benim evim.

ruh

yırtılan ruh, dikiş tutmaz.*

daha

fazla büyütme kendini, en fazla sevebildiğim kadarsın; dahası yok.*

tutsak

Yaşamın gürültüleri suskunluklarını bulandırdı; buna gülüyorsun şimdi, çünkü boş kafanda yer alan yalnızca tutsaklık.*

dünya

İnsanca özlemler dünyaya uymuyorsa bozuk olan dünyadır, insanca özlemler değil.

mut

Mutun hiç kalmadıysa bana verecek, bak işte, acın var ya daha.*

yalnızlık

sevilen kişinin varlığının verdiği sevinci doya doya duymak için bile yalnız olmak gerekir.

kadın

bir kadın "aşka inanmıyorum" derken, aslında "hadi beni aşka inandır" diyordur.

sen

senin içine girdiğim zaman dışımda kalıyorsun; senin dışından sana bakınca içime sığmıyorsun.*

sevgi

her zaman için ne kadar sevdiğiniz, ne kadar sevildiğinizden daha önemli!*

şarkı

bir zamanlar ben de bu kadar çok sevildim; ama arkadan başka bir şarkı eşlik ediyordu bize.~*

yeniden

"kimseye ihanet etmeden sevebilmek" yaşanası en güzel duygu.

fotoğraf

bazı fotoğraflarına baktığımda, "bu fotoğraf çekildiğinde benimdin" diyorum o kadar; "dön" demiyorum.

parçalanmak

Bir makas gibi duruyorsun içimde, açık unutulmuş...~*

sevgi

herkesi ne çok seviyorum ve sevdikçe ne güzel seviliyorum ya rabbim!!!!

sarılmak

sol tarafımızda kalbimiz vardır da sağımız boştur ya hani; sarılırsın sevdiğine, o taraf da onun kalbiyle dolar işte...

çaresizlik

varlığın acı veriyor, yokluğun öldürüyor, ne yapacağım ben?

hak

eğer bir insanın tüm hayatını, düşündüklerini, mutluluklarını ve felaketlerini biliyorsan, onu her konuda haklı çıkarabilirsin.

istemek

isteseydin yapardın seni lanet olasıca orospu!

korku

karanlıkta kaldım, korkum bundan.*

gül

gül yanlış kokarsa yakaya tuz takılır; malum, gül de bazen kokmak istemeyebilir.

kayıp

her seçiş bir kaybediş bundan böyle...

hani

hani bir yıldız kayar ya bazen; işte öyle bir şey.*

yazık

yanıma kadar koştuktan sonra bir adım daha atamayacaksan eğer, hiç koşma; sana değil bekleyen bana yazık olur.~*

konuşmak

Tanrı adına ne çok kişi konuşuyor?!

çarşaf

sevişerek kirletilmiş çarşaflar, kalbi temizler.

savaş

kalmak savaştır; gitmekse pes etmek.

koku

sanki herkes senin gibi kokuyor; sanki hiç kimse sen gibi kokmuyor.

istANkara

ankara'nın ankara oluşunun sebebi nasıl istanbul'sa, istanbul'un istanbul oluşunun sebebi de ankaradır be blog!

bile

"bile" ne büyük bir kelime; düşünsene, sen bile gittin.

sanat

Sanat, Tanrı'yı söyleyen bir şarkıdır ve nihayetinde yine O'na aittir.*

hata

bir kereye mahsus yaşanan her an kendi hatasını bir daha düzeltilemeyecek biçimde içinde barındırır.*

mabet

neden kapadın o mabedin kapılarını bana?

gece

bazı şeyleri yalnızca gece onarabilir.

anlamak

hayat bazen insanları, birbirleri için ne kadar çok şey ifade ettiklerini anlamaları için ayırır.

mutsuz

mutsuzluk, zihinde acıdan başka hiçbir şeyi algılayamamak ve depolayamamaktır.*

gelecek

istediğine kavuşmuş yüreklerin geleceğinden korkarım.*

yatmak

ben şuraya yatsam, sen de yanıma yatar mıydın?

aşk

Tanrım, en az benim kadar aşıksın.

mut

mutlu, bir başkasını mutsuz eden bir kelimedir.

özlemek

her şeyi inkar eden duygu.

dokunmak

senin bana yalnızca dokunmanın yettiği yerde, ötekilerin bir tarih, bir yaşam öyküsü ve bir neden göstermeleri gerekiyordu.*

gece

sadece geceleri anladığım şeyler var.

mazi

mazi, kıyametin kopan kısmıdır.

karşılaşmak

birlikte olamayacaksak, neden tanrı karşılaşmamızı istedi?

yanılmak

hep denedin hep yanıldın, gene dene gene yanıl; daha iyi yanıl.*

lağım

öyle insanlar var ki, lağıma düşseler, lağımı kirletirler...

deniz

başka zaman içeriz bi' sigara belki...

kabile

biz insanlar kabile olarak acıtılmayı severiz.

yağmur

vücudunun %75i sularla kaplı olan bir canlının yağmuru sevmemesi çok samimiyetsizce...

etiket

etiketler: cem, adrian, aykız, billur, öldü.

bilek

unutursan küserim, bileklerimi keserim!

şarkı

onun dinlediği şarkıları dinliyorsan aslında ne gidebiliyor ne de kalabiliyorsundur ve durursun öyle, öper o şarkılar seni avuç içlerinden.

zaman

zaman değil mesafelerdir akan...

kalp

yamulmuş tuvalet kağdını kalbe benzetirim, aşk kadınıyım elbet...

şiir

papatyanın "sevmiyor" diyen son yaprağısın ey şiirim...

adın

tenimde sızlıyor sesin, ağzımdan kanıyor adın...

yakın

gözlerimizi uzaklıklar değil ki yalnız, göze alamadığımız yakınlıklar da acıtır...*

sensizlik

sen değilsin bu yaraları açan, sensizlik...

aşk

aşk üstüne kurulan her cümle, aşkın altında kalacaktır...

aşk

gecenin en olmadık saatinde kulağın çınlıyor, gözün telefona gidiyor ama çalmıyorsa; bil ki ben seni arıyorum...

neden

çıplak kalple tutulmayan kor şarkı.

aşkım

kutsal bir yemin, kovulmuş bir melek, yasak bir aşk...

yağmur

artık yağmur yağmasın istiyorsam, sebebi artık sesini duymak ve seni hatırlamak istememem.

sonra

senden sonram, sana dairdi.*

ilaç

başucumdaki tek ilaçtır zaman..

gerçek

bir bilseydin acı veren o gerçeği.*

vurgun

kalbi böyle olsun istemezken, kundurası nasıl da çamurda!*

hançer

şüpheli şarkının şairi, 1:29 sn.

birhan

bir anlatana bir anlatılan gerekir.*

acı

ben yan bahçede kuruyan çamaşırları özleyeceğim, sen acı çek.

aşk

aşk baş parmak yerinden hırpalanmış bir sabo terlik bu gece.

utanmak

beni kaybedenler değil, kahredenler utansın.

gel

gel de yaz gelsin; kışın geleceği vakit, yine gidersin.

yoksun

sen yoksun, ben yoksun*

bugün

dedim senin neyin var bugün?

özlem

o kadar derinden özlersin ki bazen, adı çıkar ağzından seslenircesine ve o kulağını kaşır çok uzakta, çınladığını anlamadan...

istanbul

ben İstanbul'a çok benzerim sevgilim; onca iştiha içinde onca keder...*

ayrılık

değmesin ellerimiz, buluşmasın bu gözler...*

sevgilim

affet beni sevgilim, unutmadım seni.

rüya

seni gördüm rüyamda, hayır mıdır inşallah?

çay

demlenmiş her çay burnuma getirir kokunu.

sende

kaybettiğim şeyler kötü bir rüya gibi çökerken üstüme; ben yine sendeyim, sendeyim işte...*

sen

fişini sen mi çektin rüyalarımın?*

başlamak

bir insanı seversek başlayacak her şey...

geçmek

geçer gider sandım; geçmedi gitti.*

terk

bir ormanda sevgilinizle yürürken "doğanın güzelliğine bak" dediğinizde, sevgiliniz "ağaçlardan hiçbir şey göremiyorum" derse, onu oracıkta terk ediniz.

hayat

hayatı ne kadar döversen döv, bildiklerini söylemeyecektir.

bilinç

bilinç korkunç bir lanettir; düşünürsün, hissedersin, acı çekersin.

kızıl

...sevdadır bu dediğin...

anne

Tanrı her zaman her yerde olamayabilir diye anneleri yaratmış.

gamze

bir gamzesi var,beni Allah koruyor.*

sen

sen senken, o kadar bensin ki...

sonsuz

sonsuz acı yoktur, hastalıklı ruhlar vardır.

gülümsemek

bir tutam mum ışığında güzellikler görebildiğimdendir gülüşümün güzelliği.

uyumak

gece yatağıma yattığımda beni sevdiği için pişman olacak kimsem olmadığı için huzurlu uyuyorum.

domino

domino taşı gibi yıkılan bir hayatım olmadığı için, tutunabildiğim herhangi bir yerde zarardan dönebildiğim için seviyorum kendimi.

suçlamak

saplantılı aşklar yaşamıyorum diye, "olmuyor, olmayacak" ne anlama geliyor biliyorum diye, mutlu olmayı amaç edindim diye, sevmeyi ve sevilmeyi biliyorum diye, aşkı seviyorum diye, kalp atışının o küçük pır pırlarını hissediyorum diye beni suçlayamazsınız değil mi?

gülümsemek

seni bana soruyorlar, gülümsüyorum; gülümsememden bilsinler seni, gülümsememi senden bilsinler.

aşk

aşk, her yerde aşk.

eğlenmek

eğlen güzelim gününü gün et, ben vazgeçmişken eğlen.*

çıkmak

hayatımdan bu şekilde çıkmak istiyorsan, sen bilirsin.

hata

belki de tek hatam, bana sadece elini uzatanlara kalbimi uzatmam.*

beklemek

beklemenin vazgeçilmez çekiciliği...

susmak

sus artık, sustuğun kadar varsın.

sanmak

ben küçük prensin, varlığımla fethettim sandım garip dünyanı...

sağır

nasıl da sağırdım kendime.

ben

sonra, işte yıllar sonra(yarıyı çoktan aşmış ömür sonra) gelir: "işte o benim" der; "bendim o işte".*

unutmak

"bu da kalp bu da beden abi, acıyor en nihayetinde" derken nasıl da hafiftim.

tepki

bir zamanlar sevdiceğinin olanın üzülmesine tepkisiz kalmaktır içinin acıması.

sakız

mutluluk, duvara yapıştırılmış bir sakızdır.

tükenmek

bir insandan vazgeçtiğiniz an, onu mutlu etme çabanızın tükendiği andır.

Ankara

suyumu harelendiren sevinç: Ankara.~*

tamam

yıldız kayar gibi, bir kuru dal ağaçtan kopar gibi...

ay ışığı

"ay ışığı" der durursun, yakamozsun sen.

normal

"normal" ne kötü bir kelime.

güneş

güneşi sevmeyen insandan korkarım ben.

toprak

artık yağmur sonraları toprak kokmak yok!*

mab

avluda üşümeli gözyaşı; çüklü müklü, sigaralı migaralı, içmeli, güldürmeli...

ben

bana ne yaptın?

denge

olabilir dedim olabilir, dünyanın dengesi bu.

kalp

kalbimin hep "sen" köşesi acıyor.

sen

...ve sen tüm suçların için beni sensizliğe mahkum edensin.

dilemek

insanlardan, seni çok üzmelerini diliyorum.

ölmek

sizi aşka inandıran aşk öldü.*

ben

ben sen öldükten sonra seviştim seninle.

kanmak

kaldığın yerden değil kandığın yerden devam edeceksin...

tanrı

tanrı'nın elleri...

lazım

senin beni seviyor olman lazımdı.

defne

eğer cehennem varsa hiç korkmuyorum; bunca iftiranın ardından ben sadece sevdiğim için yanacak olamam.

ilişki v7

öl!

ilişki v6

dön!

ilişki v5

kal.

ilişki v4

dur.

ilişki v3

sev.

ilişki v2

öp.

ilişki

gel.

nefret

her an öldürülebilirim; çünkü nefrete bahane çok!

berrak

sorma dedi adam, sorma; bazen en berrak cevaplar gizlenir sessizlikte, git bul.

dönmek

sapmayacak sandığım yolumdan beni döndür.*

jilet vol2

"erkekler ağlamaz" diye bir şarkı var ve bu şarkıda Nilüfer ile Şebnem Ferah düet yaptı.

jilet

çok özlemek ve sevmediğini bilmek...

tesadüf

aşk değil, hayattır tesadüfleri seven...

nilgünmarmara vol2

maskelerinizi kuşanıp yalanlarınızı çoğaltın; hepiniz mezarısınız kendinizin.*

nilgünmarmara

dünyayla yaralı olmak...

af

sana dokunmak, tüm insanları affetmek gibi.

kadın

sen beni kendi şehrimde altetmiştin kadın!

ağır

benim sevgim sana ağır gelir, ezilirsin altında; bundandır seni istemeyişim.

aşk

bulutların üstünde hava hep açıktır.

ağıt

ağıtların gecikir, duyamam sevgilim.

yitik

yitirebileceklerimiz, yitiktir.*

yürek

yüzümü güldürmek kolaydır benim; sen esas yüreğimi güldürebilir misin?

aşk

insan hissettiği aşktadır.

tabak

tabağımdaki yemeği bitiremem ve buna üzülürüm; bunu O da biliyor.

sevmek

sevmek, onun üşümemesini isteYEBİLmekten fazlası değil.

hissettirmek

benimleyken mutlu olduğunu bana hissettirebilen biri benim istediğim; çok mu?

arkadaş

Mehmet Güreli ve Oruç Aruoba içki sofrası arkadaşım olsun benim; daha da bir şey istemem.

acı

bir acıyı sevmekle başlar her şey.

mabel

yaralarımız hâlâ yalnızca sokaklarda iyileşiyor.*

adalet

her ödülün bir ödünü vardır.

hissetmek

kalanların gidenleri hissetmesi, işkence.

yara

yok olmayan, ama iyileşebilen bir şeyler var.

sonbahar

sonbahar da geçti ve sen yine gelmedin.

sevişmek

eskiden sevdiğimiz kişiyle sevişmeye çalışırdık; şimdiyse seviştiklerimizi sevmeye çalışıyoruz.

kaybetmek

hayatta tek korktuğum şey, önemsediğim bir kişiyi ya da bir şeyi sonsuza kadar kaybetmek.

mutluluk

o da beni seviyor.

bazen

bazen tam bir seksomanyak gibi hissettiğim doğrudur!

uğurmumcu

bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz.*

bulut

bir buluta bağlasalar beni, süzülsem senin üstüne...

oyuncak

kimsenin oynamasına izin vermeye kıyamadığın halde, yine de senin elinde kırılan oyuncak bir bebek gibi "kaybetme korkusu"; atsan atılmıyor, yapıştırsan tutmuyor.

ben

ben de yok olabilirim; ama, özlemiş olmam yok olabilir mi?*

sen

sen yok olabilirsin; ama, seni sevmiş olmam yok olabilir mi?*

nefes

beni umursamıyorsun, öyleyse neden sensiz nefes alamıyorum?*

matine

kahrımızdan ölmeden önce, son bir kez sevişelim seninle.*

iki

hep aynı başlıyor bitiyor ve iki kişiden biri hep vazgeçiyor; yani biri hep daha çok seviyor.

sen

aşka inanmıyorum, ama bir "sen" var.

ait

bana ait olduğunun farkında olmayan bir insan tanıyorum.

başka

başka türlü bir şey benim istediğim.*

su

seni öpmek gibidir bardağından su içmek, sevgilim.

at

atları kaçmış bir at arabası yüreğim.

güzel

bir insan güzel değilse ona "güzel saçların, güzel gözlerin var" derler.

yalnız

senin için yalnız bıraktım kendimi.

nar

dürtme içimdeki narı, üzerimde beyaz gömlek var.*

aşk

benden geçti aşk.*

dünya

bana seni unutturacak bir yer yok bu dünyada...*

ölmek

kanayarak ölmek, tam da hakettiğin gibi...

keder

her acıttığın insanda kendi kaderini (kederini) çiziyorsun oysa ki...

yorgun

seni seveceğim elbet, ama şu an çok yorgunum.

kafatası

Bir insanın kafatasını kırmak için yaklaşık 230 kiloluk baskı gerekir; ama duygular daha hassas şeyler.

kalbim

bazen çok acıyor, sonra geçiyor.

teselli

hayatta en kötü durumlardan biri, teselliyi de yine seni üzende aramaktır.

kaybetmek

sevdiğinde kaybetmez insan, kaybedince sevdiğini anlar, o kadar.