yalnızlık

Hayatta insanın başına gelebilecek en kötü şey yalnız kalması değil, kendisini yalnız hissetmesine neden olan insanlarla yaşamasıdır.*

tek

gülersen dünya da seninle birlikte güler, ağlarsan tek başınasın.

beklemek

insan birini haddinden fazla beklediğinde, "artık gelse de ağzına bir tane çaksam" diye düşünmeye başlıyor.

birisi

sırf birisi "iyi geceler" demedi diye iyi geçmeyen geceler vardır.

yıl

Bir yıl, 365 gün, 6saat ve bir sürü hayal kırıklığından oluşur.

yakışmak

seni hayatıma ve kalbime yakıştırdığım günlerin hesabını kim verecek?

fısıldamak

yüzün, saçların ve gözlerin sensin de, bana beni sevdiğini fısıldayan kim?

nar

nar gibisin; çarşıda bir tane evdeyse bin...

sen

senin yaktığın ateşi, aslında sen olmayan senlik söndürüyor.

sadece

artık iyiyim; sadece uyuyamıyorum.*

zayıflık

benim zayıflığım sana acı, senin zayıflığın bana güç verdi.

imkansız

seni görmem imkansız; yine de sana bağlı.

orospu

böyle bir kalp, ancak bir orospuyu sevebilirdi; şimdiki gibi...

billur v.2

Yok ettim salındığın billur aynaları.*

billur

billur tende edepsizce anılar...*

renk

sen sana biraz renk ver!

boşluk

öyle bir boşluk ki içimde bıraktığın, seninle bile dolmaz artık.

dantel

bu gece gökyüzü dantel gibi.*

saygı

sevmeme laf söyleyemem de, saygım kalmadı sanırım sana.

masum

herkes aşık olduğunda masum.

siz

siz sevmeyi bilmeyenler; sizin sevgi istemeye hakkınız yok!

bana

karşıdan karşıya geçer gibi sev beni; önce bana, sonra bana, sonra yine bana bak.*

sökmek

neden bana kızıyorsun; kalbini söküp alan ben değildim ki?! ~*

dinlemek

beni bir kere isteyerek dinledin, onda da ben yanlış şeyler söyledim.

arada

arada bir sev beni, arada bir mutlu et.

sevdalı

sen bize iyi bak Tanrı'm, sevdalı kullarına...*

amaç

mutluluğun araç mı amaç mı olması gerektiği konusu hep kafamı karıştırmıştır.

kuş

kelimeler ağırdır, kuş konuşabilseydi uçamazdı.*

cici

sensizliğin üstünden geçen onca ten, onca kırgınlık, onca sevgi, onca sevişten sonra beni, senin yanında olduğumdan daha mutlu eden tek şey bir çam ağacı süsü; ah ne hüzün...

belki

belki birgün güneş ikimiz için doğar.*

görmek

sen bana hep baktın, hiç görmedin.

bakmak

gözlerime bakacak yüzün olsaydı, sen yine arkana bakardın adam!

kalp

o kadar kusursuz ki kalbim, yine yakıştıramadın pis ellerine...

ölüm

nedendir hep sana dönüşüm?*

alenen

bir cümleyle alenen ateşlere düşmektir kıskançlık.

sevmek

sahi, bir insan bir başka insanı neden seviyordu veya neresinden seviyordu?

hiçkimse

Hiçkimseye bir şey anlatma; sonra anlattığın her şeyi özlüyorsun...

herkes

mutlu olduğumda herkes daha bir güzel geliyor bana.

cennet

sen benim kovulduğum cennetimsin.*

öpmek

giderken unuttuysan da döndüğünde öp beni.

eksik

sen benim eksik kalan yerimsin.

pul

sana arkadaş lazım, bana deniz gerek; pullarım kanıyor.*

çok

öyle çok yoksun ki...*

acı

acılar da yanılır.

ben

hani mause'u bir bağlantının üstüne getirdiğinizde işaret parmağı çıkan bir el olur ya, ben o işareti adının üstüne getirip sevdim seni bugün ve evet ben birini sevdiğimde çok naif severim, çok güzel severim...

mesafe

en uzak mesafe ne Afrika'dır, ne Çin, ne Hindistan,
ne seyyareler, ne de yıldızlar geceleri ışıldayan;
en uzak mesafe iki kafa arasındaki mesafedir
birbirini anlamayan...*

kir

içteki kiri gözyaşı temizler derler; bundandır hep ağlaman.

edip

ortada hep bir karanfil kalır.*

acı

Cihanda acı gibi çıplak olacaksın.*

masum

her ruh katili, uyurken masumdur; inadına...

hayat

koşulsuz gülümsedim bugün de hayata, iyi hiçbir şey olmamışsa da...

acı

sana büyük acılar vereceğim; çünkü büyük mutluluklar yaşamanı istiyorum...*

ten

bedenimi kaplayan bedenini soyuyorum, güneşte yanmış esmer teni soyar gibi.

yüzün

şimdi sen yüzünü düşürsen, kırçıllı tüyleri dökülür sokak kedisinin...

uzak

uzaklar hiç bu kadar yakından saldırmamıştı.*

naylon

sevemedim onları ben bi türlü...*

benzemek

o kadar benziyoruz ki, itiyoruz birbirimizi.

suret

özlediğin ve beklediğin o kişi/şey, bir başka surette senin olmaya hazır bulunacak; gönül gözünü aç!

boşuna

eğer susarsan, tüm o acıları ve sevinçleri boşuna yaşamış olursun.

arafta

kaldır kapağı bak, kimler can çekişiyor cennette.*

kırılgan

ben mahremimden bir cam çocuk yontmuştum sana.*

mevlana

sen, uzattığın elini tutmayan ele mi dargınsın, tutmayacak bir ele uzattığın için kendine mi kızgınsın?*

tesadüfler

tesadüflerdir seni bana getiren ve beni benden götüren.

sanmak

gözyaşlarımızı bitti mi sandın?*

çoğalmak

"kaybederek çoğalırsın" dedi bir arkadaş.

kavram

sevgili olma kavramı, görüsüz olduğunda aslında ne kadar da boş.

uyku

Uyku, uyandığımda bana baktığını görmekten daha güzel değil.

rüzgar

iki ayrı örümceğin ağları gibiyiz, bir rüzgar kavuştururken bir rüzgar ayırıyor bizi.

çığ

sen bir çığlık attın, ben senden koptum.

tartılmak

elma ile armut gibiyiz biz; ikimiz de meyveyiz ama bir türlü beraber tartılamıyoruz.

an

yaşadığım her an, her yaşadığım an, gerçekti; yaşandı.

hıçkırmak

seni düşünmek, öpüşürken hıçkırmak gibi bir şey, sevimli.

neden

toplanmamış bir oda, benle hayat; sen, yağmur sonrası.*

nefes

nefesini içtim ben senin, soluğunu yuttum.

damar

ölsem damarlarında.*

ben

ne istiyorum lan ben?

çağırmak

yalvarırım çağır beni; çağır ki geleyim.

anlamak

beni anlamadan, benden yana olsan değeri yok, bana karşı da olsan.*

sevimsiz

ne kadar sevimsiz olduğumu göster bana.

durgun

durgun haller beni suça iter.*

sen

ne anladın, ne çözdün, ne de sevdin sen beni...

çözmek

çözdün mü sen buncacık zamanda beni?

yer

sen ve ben bir yerde olsak; hep bir yerde...

eksik

ne söylesem hep eksik ki...

ortaçgil

konuştum, konuştum, konuştum, konuştum; anladım ki bir şey anlatamamışım...

nefret

hayatta en nefret ettiğim cümle öbeği "umrumda değil".

çay

"çay suyu koy canım, yoldayım" diyen ve dedirten bir aşktı hayalimdeki...

doymak

inanmak, dayanmak, durmak, doymak, kurmamak istiyorum; mümkün müdür?

aşk

sana inanmıyorum ama inanmak için çıldırıyorum, ah lanet olasıca aşk...

mutlu

bir yalana inanarak mutlu olabilirdim.

inanmak

bazen inanmaya ihtiyacımız olur; sadece inanmak gerçek olmasından daha huzurludur.

hayat

hayat beni sana zorluyor.

dip

dibine kadar ooooooooooouuuuuwww!!!!!!!

unutulmamak

hatırlanmak değil unutulmamaktı istediğim.

yağmur

sen yağmur yağıyor diye sevinir, yüzünü göğe çevirirsin; bilmezsin, ben öperim yüzünü ve öpüşümdür gülümseten seni.

belki

belki en en başa dönebiliriz.

kalp

bugün otobüse bindiğimde beni yolcu eden arkadaşlarıma otobüsün içinden elimle kalp işareti yaparken bana, beni aşağılayan bakışlar atan kadının hiç dostu olmadığına kanaat getirdim.

parmak

beş parmağın beşinin bir olması değil; 5 parmak içinde olabilmek mesele...

tutku

en güzel şarkılar kimi için aşkı, kimi için tutkuyu ifade edebilir; adamına göre.

çorap

koyu renklilerle yıkanmış, -aslında- sarı bir çorap tam da şu an beni gülümseten.

bira

2-3 gülümseme, bir kaç bira, biraz edepsiz kelime güçlendirir ruhumu...

dudak

Ankara soğuğudur bu kez dudaklarımı çatlatan.

eksik

benim olduğunda bile, benim istediğim gibi bana geldiğinde bile, sana asla veremeyeceğim eksikliklerinin olması beni bir çok gece uykumdan ediyor.

hedef

kendini uyanık zanneden aptallar; asıl hedefim sizsiniz.

şaşkınlık

gerçekten bu kadar aptal olduğumu düşünmene inanamıyorum.

çelişki

bazen bilmemek mutluluğun formülü; bazense bilmek.

fazla

bir insan kendinin en fazla ne kadarı olabilir?

biz(?)

ayır bizi boğaziçi.

boğaziçi

boğaziçi ayırabilirdi bizi ancak; o ayırdı.

meyve

aslında kararsızlık ve belirsizlik, mantık-duygu çatışmasının meyvesidir.

işkence

hassasiyet en ağır işkence.

sonuç

tüm bu kararsızlık ile ilgili atıp tutmalarımı alt eden cümlem: "hayat kararlardan ibarettir."

kişilik

kişiliğin sızıntı yaptığı yerde başlıyor kararsızlık...

fark

kararsız kalındığında en çok kullanılan kelime "farketmez"; ama bu sefer çok fark eder.

belirsizlik, beynimde bir örümcek ağı...

kararsızlık

kararsızlık anında kişiyi yöneten iç güçlerdir, karışıklığı yaratansa dış güçlerdir.

gitme

bir yere gitmem gerekiyordu ve sen aradın, 'gitme' demedin; deseydin gitmezdim.

neden

her şeyden aynı anda sıkılmamın temel nedeni, kendimden sıkılmam; biliyorum.

rakam

bir çarpışma ve 4 rakam; seni bana getirdi şu anda.

göz

senin bakışlarını görene kadar insanların "gözlerinden etkilendim" demesine anlam veremezdim.

beklemek

en çok beklediğim şey geldiğinde bile, benim istediğim gibi gelmeyecek; biliyorum.

hayat

yaşamak için beklediğin hayat, sen beklerken geçenle aynı şey.

bakış

bana ilk bakışını unutsam her şeyi unutabilirim.

uzak

bir kare, bir profildir seni uzağıma düşüren yine yine yeniden...

sen

sen sana neler yapmışsın böyle...

hare

sen benim kara ömrüme vuran, suyumu harelendiren sevincimdin.*

korku

henüz bana gelmeden, gittin diye korktum bugün.

anlam

kendimi cümle içinde kullanıyorum; anlamım değişiyor.

uyku

adamların adamı uykuda mısın?

beyoğlu

sabaha karşı 4 ile 6 arası, makyajı akmış bir orospudur beyoğlu.

eşit

bazı insanlar daha eşittir; şaşırma.

kambur

sırtımdaki kambura aşığım; ama artık dik durmak istiyorum.

yıldız

ben bütün yıldızları yerlerinde sevdim, onlarsa hep bana kaydılar!

sorumluluk

"Peki o ne yaptı?" deme; herkes kendinden sorumludur aşkta.

savaş

...çünkü her aşk bir savaştır.

gazi

her aşk ve aşık, kendine bir gazi yaratır.

zedelemek

beni o kadar zedeledin ki, inşallah ölürsün.

deniz

her şeye şahit olan o deniz, paklar mı seni be adam?!

hatıra

zaman zaman gözümü kapadığımda suratını kırdığımı görüyorum; ne hoş hatıra.

hata

yeni hata yok, çünkü ruhumu dinliyorum.

değişmek

değişmemiz mi gerekiyor?

kilise

kendi kilisemde huzurdayım bu sefer.

zafer

zaferini kutla, kustum seni.

nişancı

yetiştirdiğim en iyi nişancı beni vurdu sanıyordum; kendini vurmuş.

rüya

rüyamda beni artık sevmediğini gördüm, kalbim yere düştü ve sen tutmadın.

çorap

özlemek, bir çift yeşil çorap.

hayat

senin de beni sevdiğine inanıyor olmak, hayatın güzel tek yanı.

başkası

bu acı gerçeği, "bardağı uzatır mısın" der gibi söylemiştin.

sanmak

bazen insan en sevdiklerini, iyilik yaptığını sanarak kırıyor.

kırık

özlemek, 3 ayağı kırık bir kirpi.

kedi

özlemek, annesine sokulup uyuyan bir yavru tekir kedi.

bulut

özlemek, dantel gibi işlenen bulut parçaları.

böcek

özlemek, parmak ucumdan geçen bir böcek.

mutlu

beni mutlu etmiyordun da, hayatımda olman sevindiriyordu beni.

yalnız

yalnız mı kaldın sen, işte öyle sikerler adamı.

adalet

neredeyse adaletin varlığına inanacağım.

meal

çok pis meale ihtiyaç var, boynuz kulağı geçecek.

şüphesiz

tüm göt oluşlarınıza rağmen yanınızda olduk, gülümsedik, paylaştık; şüphesiz iyi olan bizleriz.

bok

1 yılın sonunda kıskanmadığınız bir bokumuz kalmıştı, onu da yaptınız; tebrikler.

kaybetmek

sen kaybetmeye mahkumsun; bense sensiz kalmaya.

mide

kalbimin sana ait köşesi kırıldı ve mideme düştü; ben de onu kustum.

park

o parkta sen de olmalıydın.

neden

neden kimse beni anlamıyor gibi geliyor?

haykırmak

adını haykırdım yine aynı sokaklara dün gece.

ödemek

seni sevmeyi ağır ödüyorum.

boşver

göz göre göre nasıl bir insanın acı çekişi "boşver" kelimesiyle artırılabilir?

acı

acı çeken bir insana karşı nasıl bu kadar duyarsız olunabilir?

gebe

birazcık gebe kalınmaz ki.

geç

kendinsin geç kaldığın.

Mevlana

...Mevlana'ya Mesnevi'yi yazdıran bu sözlerdi; bana da bu lafları söyleten sensin be kadın.

sindirmek

tam da sindirmiştim içime seni.

hata

aynı hatayı tekrarlamak hiçbir şeyi komik kılmıyor, aksine çok fena acı veriyormuş.

anne vol2

tam da annemin "kızım kendini bu kadar açma insanlara" dediği anda, kendimi en çok açtığım sevgilim beni terketti.

anne

bunlar hep anne sözü dinlemediğimden mütevellit...

kötü

yine de en kötüsü, denememek olurdu.

çaba

hep çabalarım diyordum da, şimdi çabalasam da aynı sonuç çabalamasam da; yani her şey olacağına varıyor.

ramazan

ramazan'da terkedilmek de bir başka zor; alkolden mütevellit.

nefret

o kadar haklıyım ki, kendimden nefret ediyorum.

sanmak

yaptığın en güzel şey, sevdiğini sanmak.

bitiş

bugün, her bitiş yeni bir başlangıç değil.

kusmak

bu kadar sallarsan sen de kusarsın tabi.

utanmak

utanmadan söylüyorum, seni gerçekten sevmiştim.

nankör

benim sana inanmamam kırgınlıktandır; senin bana inanmayışınsa olsa olsa nankörlüktür.

neden

senin beni mutlu etmen gerekiyordu, neden ağlıyorum?

İhtimal

ben, senin benimle Tunalı Hilmi Caddesi'de gelebilme ihtmalini seviyordum.

Ankara

...ve sonunda benim yolum yine Ankara'ya çıkıyordu.

özlemek

özlemenin dayanılmaz yorgunluğu ve utancı omuzlarımda.

güneş

Şayet Allah'a inanmasaydım, kesin güneşe tapardım.

eksik

her mutlu anımda, yanımda birinin eksikliğini hissediyorum.

hatırlamak

sadece hatırlıyorum; elimden gelen başka bir şey yok!

ateş

bir şey suya dönüşebilecekken nasıl ateşe dönüşebilir?

gün

beni haketmediğin gün gibi ortada; benimse senden iyisini hakettiğim.

cümle

sırtımda yük gibi taşıyıp sana söyleyemediğim tek bir cümle var: Senden nefret ediyorum!

sarılmak

bir kerecik sarıl ve sarılarak uyu benimle olur mu?

acı

kendine acı veren kadınlar; yapmayın.

tırnak

tırnaklarımı çenemden kürek kemiklerime kadar acıtasıya sürtüyorum, hani belki içimdeki acıyı unutturur bir an da olsa diye.

özlemek

o kadar özlüyorum ki, utancımdan öleceğim.

kanepe

dizime uzandığın şu kanepe yanıp gitse keşke.

aşk

ağzını burnunu kırsam, sebebi aşktır be kadın.

şarkı

şimdi senin ona söylediğin şarkıları ben sana söylüyorum çaresizce.

dönmek

geri dönmek istediğim tek bir gün var hayatımda.

otogar

otogarlar, kimi insan için ölüm, kimi insan için yaşama sebebi olabiliyor.

tavuk

kuşlar gibi özgürce uçmak isteseydim, kesin tavuk olarak doğar ve yine de uçamazdım.

yazmak

yazıyorum, okuyorum, kusuyorum.

adalet

hayat çok fazla adil sanki, işte bu adillik çok adaletsiz.

tüketmek

her şeyi tüketmekte üzerimize yok.

köpek

yalnızlığım, sokak köpeği yalnızlığı.

jilet

yağan şey yağmur değil, bir sürü jilet sanki; kesiyor her bir yanımı...

göt

Peki benim sürekli göt olmam?

zemberek

"...ve şimdi zemberekten kurtulan, bozuk bir akrep ile yelkovan."

unutmak

affetmek kolay da, unutmak bir hayli zor.

adil

her şeyin aslında zıddını yaşatıyor olması çok adilce.

adi

her şeyin aslında zıddını yaşatıyor olması çok adice.

bencil

insanoğlu bencildir, ne kadar dost, kardeş, sevgili de olsa...

anlatmak

dinlemek çok mu zordur bir insanı ya da anlatmak her şeyi, dökebilmek içini?

zor

çok mu zordur yardım etmek ya da çok mu zordur yardım dilemek?

sen

sen insanları istediğin şeye inandırabilirsin, ama sen seni bilirsin.

yara

herkes bir şekilde birbirinin yaralarını uzaklaştırıyor işte; senin benim yaralarımı uzaklaştırdığın gibi...

derece

ilk günlerde duyulan coşkunun şiddeti, duyulan aşkın derecesini değil, olsa olsa önceki yalnızlığın derecesini gösteriyor olabilir.

pençe

bir insanın, birgün her şeyimken diğer gün hiçbir şeyim olması hayatın cilvesi değil; olsa olsa sırtımda patlayan pençesidir.

huy

iyi bir tek huyunu düşünmeye çalışıyorum, ama yok.

nedir

nedir bu birilerinin yerini bir başkalarıyla doldurma çaban?

kapı

öyle yalnızsın ki, kapını çalacak komşun yok.

aşk

ben aşka aşığım, müsaitim gördüğümü abartmaya; biz olsa olsa bir müddet aşklaştık aşkım, aşık olmadık.

nefes

bir derin nefes alsam geçer belki.

söylemek

söyleyecek çok şeyim var; ama söylemekten sıkıldım.

düşünmek

düşünmeyi durdurmak mümkün olabilseydi eğer; gerçekten mutlu olabilirdim.

hız

"hızlı başlar hızlı biter" derlerdi, uyuz olurdum; hala da oluyorum.

zor

"Dünyanın en zor işi,bir şeyin nasıl yapılacağını bilirken,başka birinin nasıl yapamadığını ses çıkarmadan seyretmektir."

çelişki v.2

yalan dolan ve ego giren bir ilişki çelişkiden fazlası değildir.

uyumak

bazen sadece uyumak ister insan.

ölüm

deli gibi umrumda olan bir kişinin umrunda olmadığımı hissetmek ağır bir ölüm aslında.

özür

ve işin sonunda özür dilemenin dayanılmaz hafifliği.

gece

huzur dediğin şey, gece uyandığında gördüğün bir yüzden, sarıldığın bir bedenden fazlası değilmiş meğer.

uçmak

belki de ben abartıyorum, çok fazla uçuyorum...

usta

bazıları, ikiyüzlülükten nefret edip de ikiyüzlülük yapmakta ustadır.

mükemmel

her şey nasıl böyle mükemmel olabilir?

heyecan v.2

o nasıl güzel bir heyecandır ki insanın karnına ağrılar sokar.

bitmek

bitti dediğimde bitse keşke her şey.

sevgili

sevgilim bana hep "sevgilim" dediği için daha bir çok seviyorum onu.

su

"sevgilim sen bugün hiç su içmedin, lütfen iç" diyen bir sevgilim var.

çıplak v.2

beden çıplaklığını kastetmedim elbette ki.

çıplak

yanımda bir kez daha çıplak yatmalısın.

beraber

hayatımda, hakkında "bir an önce yatayım da, beraber olduğumuz zamanları düşüneyim" dediğim biri var.

telefon

telefon numarana zil sesi atadım, aramanı bekliyorum.

gülümsemek

bir arabanın plakasında isminin sessiz harflerini gördüm ve gülümsedim; gülümseten sendin.

kusmak

kusarsam, adın çıkacak içimden.

heyecan

heyecandan bacağı atan ender insanlardan biriyimdir.

ben

beni utandırdığın için daha bir başka seviyorum sanırım seni.

kanat

oysa ben, teninde kanat açmıştım huzura.

koku

kokun burnumdan gitmesin diye yalvardım Tanrı'ya.

mutlu

Hadi benimle gel, hayallerin doğduğu ve zamanın asla planlanmadığı yere; sadece multu anları düşün, ve kalbin kanatları üzerinde uçacak sonsuza kadar, Olmayan Ülke’de!

çıplak

seni hatırlatıp gözlerimi daldıran şarkılar eşliğinde çıplak kadınlara baktım bugün.

yabancı

adını okumayalı ne kadar da zaman olmuş ki çok yabancı geldi bir anda.

cesaret

elim telefona gidiyor ama aramaya cesaret edemiyorum.

çaba

çaba gösterip elde edememek mi yoksa elde edemem korkusuyla çaba gösterememek mi daha acı?

bencil vol.2

azıcık bencil olsaydım, çok daha mutlu olurdum.

nefret

hayatta en nefret ettiğim şeylerden biri de belirsizlik.

küçükprens

İnsan birinin kendisini evcilleştirmesine izin verirken, bir parça da ağlamayı göze alıyor demektir.

kutu

kutuya koymadım ki gözümün önünde dur.

raf

seni en tatlı halinle pembe rafa kaldırdım ve kutuya koymadım.

biz

sen ve ben, biz olabiliriz; olabilir miyiz?

şarkı

onun için söylediğim şarkıları, sen kimin için söylüyorsun?

rüya

Jazz çalsın, biz tatlı tatlı öpüşelim, tenimizi hissedelim ve rüya olarak kalsın.

herkes

şimdi herkes sussun ve Scarlett "Green Grass" desin.

düş

uyandığında onu ilk kim görecek, bıraktığım düşü kim büyütecek?

güç

bazı şeyleri yapmaya gücün olsa bile hakkın olmayabiliyor.