evcilik
Üzerimden trenler, kamyonlar, tırlar ve tüm araçlar geçiyor sana doğru yürürken bu evcilik oyununda.*
şikayet
şu hayatta ayağını, göz kapağını, saç dibini, kulak arkanı öpen biri varsa eğer, sakın yalnızlıktan şikayet etme.
fotoğraf
fotoğrafına bakmak, soluk almak gibi; yaşadığımı hissettiriyor bana, hem özlemle hem heyecanla...
henüz
yüzümüzde henüz çekilmiş bir fotoğrafın aydınlığı var; henüz birbirimize dokunmamış, henüz birbirimizi terketmemişiz. *
sohbet
yalnız kaldığımız anlarda, dünyayla sohbet ederken en çok kimi anlatıyorsak dünyaya, o kişiye aşığız demektir.*
dokunmak
bazıları dokununca acır, bazıları dokununca kanar ve biz hep böylelerini severiz; dokununca onaranlara aşık olunmaz, onlara kardeş denir.
altın
perdenin arasından düşen güneş, saç tellerini tek tek altına dönüştürürdü;
keşke yalnız bunun için sevseydim seni.~*
keşke yalnız bunun için sevseydim seni.~*
mb
bazılarına göre avuntu bazılarına göre kendini kandırmak; ama bizim gibiler kalbi kırıkken de gülebilirler.
gidiş
ben seni bekleyebilirim el sallayarak tüm gidişlerine, kalbimde biriktirerek tren seslerini; bilirim, kendini vurduğunda kırılacak pencerelerim.*
birhan
başlangıçta bir melek konduğunu, sonunda bir kelebek öldüğünü, yani kısacık sürdüğünü; tüm bunları sana nasıl anlatacağım?*
güvensizlik
ne zaman birini sevebileceğimi hissetsem bana "başkasını seviyorum" sözüyle geldiği için biri bana "seni seviyorum" dediğinde, "niye ki?" diyesim geliyor.
unutmak
unutmaya çalıştığımız kişiyi aslında hiç unutmak istemediğimiz için unutmaya çalıştığımız gerçeğiyle yüzleştiğimizde sadece sevimli bir gülümseme kalıyor yüzümüzde.
mevcudiyet
insanlar birbirlerini tanımanın ne kadar güç olduğunu bildikleri için bu zahmetli işe teşebbüs etmektense, körler gibi rastgele dolaşmayı ve ancak çarpıştıkça birbirlerinin mevcudiyetinden haberdar olmayı tercih ediyorlar.*
pompalamak
2008 yılında birileri "vatandaş, kendini korumak için pompalı tüfek kullanabilir" dedikten 6 gün sonra transeksüel Dilek İnce, Başından pompalı tüfek ile vurularak öldürüldü!
reaksiyon
sevdiğimiz zaman, aşk o kadar büyüktür ki bir bütün olarak içimize sığmaz; sevdiğimiz insana doğru yayılır, onda kendisini durduran, başlangıç noktasına geri dönmeye zorlayan bir yüzey bulur; işte o karşımızdakinin hisleri dediğimiz şey, kendi sevgimizin çarpıp geri dönüşüdür ve bizi gidişten daha fazla etkilemesinin, büyülemesinin sebebi ise kendimizden çıktığını fark etmeyişimizdir.*
yalnızlık
sevilen kişinin varlığının verdiği sevinci doya doya duymak için bile yalnız olmak gerekir.
hak
eğer bir insanın tüm hayatını, düşündüklerini, mutluluklarını ve felaketlerini biliyorsan, onu her konuda haklı çıkarabilirsin.
yazık
yanıma kadar koştuktan sonra bir adım daha atamayacaksan eğer, hiç koşma; sana değil bekleyen bana yazık olur.~*
anlamak
hayat bazen insanları, birbirleri için ne kadar çok şey ifade ettiklerini anlamaları için ayırır.
dokunmak
senin bana yalnızca dokunmanın yettiği yerde, ötekilerin bir tarih, bir yaşam öyküsü ve bir neden göstermeleri gerekiyordu.*
şarkı
onun dinlediği şarkıları dinliyorsan aslında ne gidebiliyor ne de kalabiliyorsundur ve durursun öyle, öper o şarkılar seni avuç içlerinden.
aşk
gecenin en olmadık saatinde kulağın çınlıyor, gözün telefona gidiyor ama çalmıyorsa; bil ki ben seni arıyorum...
uyumak
gece yatağıma yattığımda beni sevdiği için pişman olacak kimsem olmadığı için huzurlu uyuyorum.
domino
domino taşı gibi yıkılan bir hayatım olmadığı için, tutunabildiğim herhangi bir yerde zarardan dönebildiğim için seviyorum kendimi.
suçlamak
saplantılı aşklar yaşamıyorum diye, "olmuyor, olmayacak" ne anlama geliyor biliyorum diye, mutlu olmayı amaç edindim diye, sevmeyi ve sevilmeyi biliyorum diye, aşkı seviyorum diye, kalp atışının o küçük pır pırlarını hissediyorum diye beni suçlayamazsınız değil mi?
gülümsemek
seni bana soruyorlar, gülümsüyorum; gülümsememden bilsinler seni, gülümsememi senden bilsinler.
ben
sonra, işte yıllar sonra(yarıyı çoktan aşmış ömür sonra) gelir: "işte o benim" der; "bendim o işte".*
defne
eğer cehennem varsa hiç korkmuyorum; bunca iftiranın ardından ben sadece sevdiğim için yanacak olamam.
oyuncak
kimsenin oynamasına izin vermeye kıyamadığın halde, yine de senin elinde kırılan oyuncak bir bebek gibi "kaybetme korkusu"; atsan atılmıyor, yapıştırsan tutmuyor.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)